Just another WordPress.com site

Ey insanoğlu neden abes düşünürsün? Sen dal isen gövde “Tek”dir..Sen kul isen, gövde “Bir” dir.

 
 

Hayat akarken sadece akışına kanıyoruz.

Geriye dönüp baktığımızda ise sadece zamanın geçmiş olduğunu görüyoruz..

 halbuki an’ı yaşıyoruz.Anlarımızı en iyi şekilde değerlendimek dileğiyle….KARDELEN

 
 

HADİ HAZIRLAN…

VAKİT ÇOK YAKLAŞTI…

Bezm-i elest’ten geldim,Hep Hakkı zikrettim…
İktifa ettim,hep boyun eğdim…
Rıza-yı ilahiyi kendime gaye edindim…
Kulluğumun fevkinde,kendimi RAHMANA teslim ettim…
Ubudiyyet şiarımdır,Nurlarla kendimi yetiştirdim…
Lütf-u keremi ben hep ALLAH’tan bildim…
Bu serzeniş sana Ey Nefsim!…
Sus ve Dinle!…
Gör ve ibret al!…
Söylenecek ne çok şey var aslında…Bir hayat koşuşturmacası içinde yaşayıp gidiyoruz…Herkesin alemi farklı…Herkes hayata farklı pencerelerden bakıyor…Bazılarımızın bakışları donuklaşmış,hep aynı noktaya bakıyor…Bazılarımız bakıyor ama göremiyor…Bazılarımız tamamen ama…Bazılarımız ise pencerelerini güneşe açmış,her zerresi aydınlık içinde…
Kimimiz suskunluğumuza hapsetmişiz yüreklerimizi…Kimimiz yalnızlığın mengenesine sıkıştırmışız bedenlerimizi…Kimimiz kaptırmışız fani heva ve heveslere gönüllerimizi…Kimimiz ise RAHMANİ gözlerle bakıyoruz her şeye…Yürek huzurda,gönül sükut içinde,ruh ayrı alemlerde,yalnızlık en güzel yerinde…
Hepimiz bir sözün temsilcisi,bir sözün muhataplarıyız…Elest meclisinin hadimleriyiz…’’Kalu Bela’’da sorulan soruların cevap vericileriyiz…Alemlerin Yaratıcısının lütfuna mazhar olanlarız…O(c.c)nun lütf-u kereminden yansıyanlarız…Biz BİR KULUZ…Hani O(c.c.)EN SEVGİLİYE ‘’Biz seniniz,SEN BİZİM RABBİMİZSİN’’demiştik ya işte O(c.c.)nun kuluyuz…Tüm ruhumuzla,tüm zerrelerimizle,her şeyimizle sadece ve sadece O(c.c.)nun kuluyuz…
BİR KUL;aciz ve fakir…Yokluktan varlığa gelmiş…Varlıktan sonsuzluğa doğru yol alan BİR KUL…BİR KUL;Yaratıcını tanımak zorunda olan,görevlerini yerine getirme mecburiyetinde olan BİR KUL…İşte Ey Nefsim!…Dinle…Bak Yaratıcımız bizden ne istemiş?…
‘’Ben İnsanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım…’’

(Zariyat süresi 56.ayet)
‘’Bilinsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.Ve çalışması da ileri de görülecektir.Sonra ona;Karşılığı tastamam verilecektir…’’(Necm süresi 39-41.ayetler)
‘’ Kim de ahireti isterse ve mümin olarak kendine yaraşır bir çaba ile onun için çalışırsa, öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir…’’

(İsra süresi 19.ayet)
‘’Halbuki sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükafat vardır. Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.’’(Sebe süresi 37.ayet)
‘’ Onlara şöyle seslenilir: "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz"

(A’raf süresi 43.ayet)
‘’Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez.’’

(Secde süresi 17.ayet)
‘’İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir!… Ki onlar, sabretmiş olup yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar…’’

(Ankebut süresi 58-59.ayetler)
‘’Onlar için Rableri katında selâmet yurdu vardır. Yaptıkları iyi amellerden dolayı, Allah onların dostudur.’’

(En’am süresi 127.ayet)
İşte Gafil nefsim…Yaratıcın senden ne istiyor gör?…Başıboş değilsin…Aczin ve fakrin hadsiz…Biçaresin,muhtaçsın…İhtiyacatın ise nihayetsiz…Bırak gururu…Dinle…
"Layemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gireceğini bil, öyle hazırlan.’’

(25.Lema)
Hazırla kendini…Bak çevrene ibret al…Dön artık yönünü RAHMANA…

O(c.c.)nunla bağlan hayata…
‘’En bahtiyar odur ki;Dünya için ahreti unutmasın…Ahiretini dünyaya feda etmesin…Hayat-ı ebediyyesini,hayat-ı dünyeviye için bozmasın…Malayani şeylerle ömrünü telef etmesin…Kendini misafir telakki edip,misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin…Selametle kabir kapısını açıp,saadet-i ebediyeye girsin…’’

(Onaltıncı mektup)
HADİ HAZIRLAN…VAKİT ÇOK YAKLAŞTI…HADİ…ŞİMDİ…

 

 
 
 

Senden başkası tanık olmaya değmiyor.;zuhuruna tanık olanlardan eyle beni.

Seni anlatan kelimeler hiç bitmiyor;ayetlerine şahit yaz beni.

Gözlerim Seni görmeye yetmiyor;kalbimde görünür eyle KENDİNİ…

SENAİ DEMİRCİ

 

kalbime dokundu ayrılığın,

sözüm yok ki geçmişi düşünsem de yok
geleceği düşünsem de yok.
var olan da var.
var edenle ebedi varlıkta görüşelim,
biz sevdiklerimizle ahirette buluşalım…

Copyright ©2009 KARDELEN™  

4 responses

  1. MeLeK

    İmam-ı Şafii Hazretleri bir sabah namazdan sonra evine dönerken yolda birine rastlar.Adam önce selam verir iyi dilek ve duada bulunduktan sonra da"hayırlı sabahlar"manasında"nasıl sabahladın?der. Hazret-i imam nasıl sabahladıgını şöyle anlatır:_Sekiz tane şeyin benden istendigini düşünerek sabahladım!:Adam şaşırır:_Ya imam kim sizden 8 tane şey istiyebilir?sizin kimseyle takışık bir işiniz yoktur ki? Hazreti imam tebessüm ederek meseleyi açar: _Bak benden her sabah kimler neler istiyorlar der ve şöyle izah eder:1)Rabbim benden farzını istiyor 2)Resulullah benden sünnetini istiyor 3)Aile çoluk çocuk günlük masrafını istiyor4)Nefis kendine tabi olmamı istiyor 5)Şeytan arkasından gitmemi istiyor:6)Kiramen katibin melekleri iyi şey yazdırmamı istiyor 7)Geçen günler ihtiyarlanmamı istiyor 8.Son olarak da Hazreti azrail hazır olmamı istiyor……..İşte ben bütün bu isteklerin muhatabı olarak sabahlamış bulunuyorum.Her sabah bu sualler cevap bekliyor. Hazret-i şafii\’yi dinleyen adam düşünmeye başlar.Bir kaç saniyelik tefekkürden sonra sorar:_Ya imam bu saydıgın şeyler sadece sendenmi isteniyor yoksa bendende isteniyormu? İmam tebessüm eder :_Orasını ben diyemem sen düşün !……Adam başını aşagı eger söylenerek devam eder:_Meger her sabah benden neler isteniyormuşta haberim yokmuş.Bende düşünmeliyim bunları!…._Ne dersiniz sizden de böyle 8 şey isteniyormu baki selam sevgi ve dua ile kalb HAK askı ile carpan arkadasım

    08 Kasım 2009, 12:48

  2. CELAL AKCAN

    Temiz akıl sahipleri, yani düşünen bir toplumun derin düşünceli bireyleri “Onlar ayakta, otururken ve yatarken Allah\’ı anarlar; göklerin ve yeryüzünün yaratılışı hakkında kafa yorarlar ve derler ki; "Ey Rabbimiz, sen bu evreni boşuna yaratmadın, sen böyle bir anlamsızlıktan münezzehsin, bizi Cehennem azabından koru! Ey Rabbimiz, sen birini Cehennem\’e atınca onu perişan edersin. Zalimlerin hiçbir yardım edeni yoktur. Ey Rabbimiz, biz "Rabbinize inanınız " diye seslenen bir davetçinin çağrısını işittik ve hemen iman ettik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı affeyle, kusurlarımızı ört ve iyiler ile birlikte canımızı al. Ey Rabbimiz, peygamberlerinin ağzından vaadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi perişan etme, kuşku yok ki sen sözünden caymazsın."1 Kur’an’ın hedefi, sorumlu bireyler oluşturmaktır. Yeryüzünü yaşanılır kılmak, derin düşünceli bireylerin ortaya çıkmasıyla mümkündür. Yüce Allah Âdem’den Muhammed’e kadar gönderdiği elçileri aracılığı ile gönderdiği mesajı ile bu hedefi gerçekleştirmek murat etmiştir. Duyan, gören, hisseden, anlayan ve kavrayan bireyler ancak gönderiliş amaçları olan yeryüzünü imar etme sorumluluklarını hakkıyla ifa ederler. Bundan dolayı da İslam’ın hedefi sorgulayabilen bireyler yaratmak olmuştur. Ancak bu özellikte olan bireyler yeryüzünde zulmü ve fitneyi defedebilirler. Tevhid ve adalet temelinde bir dünyayı inşa edebilirler. Temiz akıl sahipleri, yani düşünen bir toplumun derin düşünceli bireyleri, göklerin ve yerin bir keyfiliğin gereği olarak değil de bir hikmete binaen yaratıldığını akledip fehmederek her hallerinde tefekkür ve tezekkür halindedirler. Ayakta, oturarak, yatarken evet, her hallerinde göklerin ve yerin bir amaca matuf yaratıldığının bilincinde hareket ederler. Zaten kâinatın harikaları üzerinde düşünmeyen ve boş yere yaratıldıklarını düşünen insanlar, varlık hedeflerinden bigane olan akılsız olarak nitelenen varlıklardır ki yüce Allah bu özellikte olan insanlara “Hayvanlar gibidirler, hatta hayvandan da aşağı bir derekededirler” buyurmaktadır. Onlar hakikati görmez, duymaz ve fehmetmezler, çünkü kör sağır ve kalpsizdirler. İman edip eşrefi mahlûk olmak için görmek, duymak ve algılamak gerekiyor SLM VE DUA İLE…

    14 Kasım 2009, 01:53

  3. ilyas

    Ya Nasip Ya KısmetYa nasip ya kısmet diyerek başlayan gündenDaha güzel ne varkiBülbüller hep ötüşür seher vaktiSağlık Sıhhat isterim rabbimdenGerisi gelir hayatın diyetini ödeyen nefsimdenBir lokma ekmek bir tas suBenim hayattaki erdemlik savaşım buYaşanmamış günün senedi imzalanmazKimsenin ahı kimsede kalmazKendini kaf dağında sanıpta yürümeHer kul etten kemikten yaratılmış bir canAldığımız nefes sayılıÖmür günlüğü vade defterinde yazılıNe bir gün eksiktir ne birgün fazlaÖnemli olan insanlık faziletinleYükselebilmek Hakk’ ın huzurundaki arşa…

    15 Kasım 2009, 13:09

  4. Ceren

    Ey iman edenler, Allah\’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah\’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Haşr Suresi, 18)dua ile hayırlı sabahlar..a.e.o

    16 Kasım 2009, 09:53

Yorum bırakın